

344
İ
LMİHAL
c) Bir kimse dört rek‘atlı farz namazda son oturuşu
(ka‘de-i ahîre)
unu-
tarak beşinci rek‘ata kalkar da beşinci rek‘atı kılmakta iken son oturuşu
yapmadığını hatırlarsa, bunu henüz secdeye varmadan hatırlaması halinde
bunun telâfisi mümkündür. Hemen oturur, Tahiyyât okur ve selâm verir,
farz olan oturuşu geciktirdiği için de sehiv secdesi yapar. Fakat beşinci
rek‘atın secdesini yaptıktan sonra hatırlayacak olursa o vakit ka‘de-i
ahîrenin telâfisi mümkün değildir. Namazının farzlığı bâtıl olur ve farz diye
kıldığı beş rek‘at namaz nâfileye dönüşür. Bir rek‘at daha kılarak bu nâfileyi
altıya tamamlar. Farzı tekrar kılar.
Dört rek‘atlık farz namazda, eğer ka‘de-i ahîre yapıldıktan sonra yanlış-
lıkla beşinci rek‘ata kalkılacak olursa, bu fazla rek‘at secde ile tamamlanmış
olsa dahi namazın farzlığını iptal etmez. Fazladan kılınan rek‘atı tam bir
nâfile haline getirmek için ona bir rek‘at daha ilâve edilir. Selâm tehir edil-
diği için de namazın sonunda sehiv secdesi yapılır.
Kazâ yoluyla telâfinin mümkün olduğu bu örneklerin her birinde sehiv
secdesi yapmak gerekir. Öte yandan, bu örnekler kişinin rükû veya secde
veya ka‘de-i ahîreyi terketmesi durumlarına ilişkindir. Kişi iftitah tekbirini
terketmişse bunun kazâ yoluyla telâfi edilmesi mümkün olmaz; namaz bâtıl
olur.
bb) Sehiv Secdesi Yapılması Gereken Durumlar
1. Rüknün tekrarı. Namazın rükünlerinden birini tekrar etmek veya bir
rüknü tehir etmek, meselâ bir rek‘atta iki defa rükû veya üç defa secde yap-
mak durumunda, namaz kılan kişi ister imam ister münferit olsun, sehiv
secdesi gerekir. Birinci ve ikinci rek‘atlarda Fâtiha'nın arka arkaya tekrar
okunması, rükûda veya secdede veya teşehhüt yerinde kıraat edilmesi yani
Kur'an okunması da böyledir. Namazın bir rek‘atında farz olan kıraat seh-
ven terkedilip rükûa gidilse ve rükûda hatırlansa, kıyama dönülüp tekrar
kıraat yapılır ve tekrar rükûa gidilir. Ancak bu durumda bir rek‘atta iki rükû
yapıldığı için sehiv secdesi gerekir.
2. Takdim ve tehir. Namazın rükünlerinden birinin takdim veya tehir
edilmesi sehiv secdesini gerektirir. Meselâ kıraatten önce rükû etmek veya
oturacağı yerde kıyam etmek veya kıyam edeceği yerde oturmak veya rükû
yerinde secde etmek veya secde edecek yerde rükû etmek, kısaca bir fiili
başka bir fiilin yerinde yapmak durumunda, namaz kılan kişi ister imam
ister münferit olsun, sehiv secdesi gerekir. Unutulan secdenin sonradan
hatırlanarak yapılması halinde de bu tehiri telâfi için sehiv secdesi yapılır.