Background Image
Table of Contents Table of Contents
Previous Page  115 / 166 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 115 / 166 Next Page
Page Background

N

AMAZ

329

Bir kimse doğup yerleştiği veya karısının yerleştiği yere varınca seferî

olmaz. Sadece gideceği bu yer sefer mesafesi uzaklığında ise yolculuk esna-

sında seferî olur.

C) İKİ NAMAZI BİR VAKİTTE KILMAK (CEM‘)

Cem‘ kelimesi, sözlük anlamı itibariyle “iki veya daha fazla şeyi bir

araya getirmek, toplamak” anlamlarına gelir. Cem‘in fıkıhtaki terim anlamı

ise, “birbirini takip eden iki namazın

(öğle ile ikindinin veya akşam ile yatsı-

nın)

, bu ikisinden birinin vaktinde, birlikte ve peşipeşine kılınması”dır. Eğer

bu birlikte kılma birinci namazın vaktinde ise buna cem‘-i takdîm, ikincisi-

nin vaktinde ise cem‘-i te'hîr denilir.

Âlimler, hac zamanında Arafat'ta öğle ile ikindinin öğle namazının vak-

tinde birlikte kılınması

(cem‘-i takdîm)

ve Müzdelife'de akşam ile yatsının

yatsı namazının vaktinde birlikte kılınması

(cem‘-i te'hîr)

konusunda görüş

birliği etmişlerdir. Bu iki yer dışında iki namazı cemederek birlikte kılmanın

câiz olup olmadığında ve cemetmeyi câiz kılan mazeretlerin neler olduğunda

farklı görüşler öne sürmüşlerdir.

Hanefî mezhebinde, hac zamanında Arafat ve Müzdelife'deki cem‘in dı-

şında, iki namazın bir vakitte cemedilmesi câiz görülmez. Bununla birlikte

Hanefîler'e göre yolculuk, yağmur gibi cem‘i mubah kılan mazeretlerin bu-

lunması durumunda şöyle bir cem‘ uygulaması mümkündür: Bir namaz

(öğle veya akşam)

, diğer namazın

(ikindi veya yatsı)

vaktinin girmesine ya-

kın bir zamana kadar geciktirilip, bu namazın kılınmasından sonra diğerinin

vaktinin girmesi ve bu namazın da kendi vaktinde kılınması mümkündür.

Bu uygulamada, bir namaz hemen diğerinin ardından kılındığı için buna

“cem‘ü'l-fiil” ve “cem‘ü'l-muvâsala” denildiği gibi, bir namaz son vaktinde

diğeri de ilk vaktinde olmak üzere her namaz kendi vakti içinde kılınmış

olacağı için buna “mânevî cem‘” ve “şeklî

(sûrî)

cem‘” de denilir. Bu şekil-

deki cem‘, yukarıda tanımı verilen gerçek anlamda bir cem‘ değildir. Çünkü

bu uygulamada vakit değil, fiil birleştirilmektedir.

Ebû Hanîfe, arefe günü Arafat'ta birlikte kılınan öğle ve ikindi namazı-

nın cemaatle kılınmasını şart koştuğu halde diğer mezhepler bu şartı ara-

mazlar. Cem‘ ile namaz kılınırken bir ezan okunur, fakat iki namaz için ayrı

ayrı k

a

met getirilir. Öğle namazının farzı eda edildikten sonra sünnet kılın-

maksızın ikindi namazına geçilir. İkindi namazı öğle namazına tâbi oldu-

ğundan, öğle namazı herhangi bir nedenle sahih olmamışsa ikindi namazı-