

N
AMAZ
325
Sefer bir yerde yerleşik bulunan kişi için normal ve sıradan bir iş değil,
gelip geçici ve olağan dışı bir durumdur. Olağan dışı bir durum olduğu için
sefer halindeki meşakkat, kişiye birtakım ruhsatların verilmesine sebep ol-
muştur, fakat hamallık gibi ağır bir işte çalışmada daha fazla meşakkat bu-
lunduğu halde, olağan durum olması sebebiyle bu gibi ağır işler yolculuk
durumuna kıyas edilmemiştir.
Yolculuktaki ruhsatların veriliş nedeni, yolculuğun meşakkat, telâş ve nor-
mal düzenin bozulmasını içermesidir. Fakat bunlar değişken
(izâfî)
bir kavram
olduğu için fakihler meşakkat yerine daha objektif ve herkes için geçerli bir kriter
arayışına girmişler ve mesafe ayarı yapmak zorunda kalmışlardır.
Yolculuğun içerdiği meşakkat tek boyutlu değildir. En başta yolculuğun
getirdiği yorgunluk ve bedensel sıkıntılar vardır. Bunun yanında yolcunun,
yolculuğun amacıyla ilgili endişe ve korkuları, geride bıraktığı işi, eşi, ailesi ile
ilgili endişeleri bulunabilir. Buna bir de yol güvenliği endişesi eklenirse yolcu
için tanınan ruhsatların mânası daha iyi anlaşılır. Hal böyle olunca, yolculuğa
çıkan kişinin zaman kaybına tahammülü yoktur. O bir an önce işini bitirmek
ve normal yerleşik hayatına dönmek arzusundadır. O halde onun yolculuk
esnasında zaruri ihtiyaçları dışında oyalanmaması gerekir. İşte yola çıkan
kişinin bir an önce normal yaşantısına, evine, işine dönme doğal arzusunu
çabuklaştırmak için dinimizde, bazı kolaylıklar getirilmiştir. Bunların başında
namazla ilgili olan "namazın kısaltılması" (kasr) ve "iki namazın bir vakitte
kılınması" (cem‘) gelir. Dikkat edilirse hem kasr, hem de cem‘ zaman kaybını
en aza indirmek gibi bir amaca mebnidirler. Kişi namazı tam kılarak vakit
kaybetmeyecek veya bir namaz vaktinde durmayıp onu öteki vakit namazıyla
birlikte eda edecek ve mola zamanını ona göre ayarlayacaktır.
Dikkat etmek gerekir ki bu ruhsatlar daha ziyade yaya olarak veya at,
deve gibi hayvanlarla yolculuk yapanlar ve böyle olduğu için de yolculuğun
kontrolünü elinde tutanlar için söz konusu edilmiş olmaktadır. Buna göre
günümüzde toplu ulaşım vasıtalarıyla yapılan yolculuklarda bu anlam, yani
namazın kısaltılması veya cemedilmesi sayesinde zamandan kazanılması
durumu söz konusu değildir. Otobüslerin gidilen mesafeyi kaç saatte ala-
cakları, nerede ve kaç dakika süreyle mola verecekleri yaklaşık olarak belli-
dir. Namazdan kesip zamandan kazanma durumu toplu ulaşım vasıtalarında
söz konusu değildir. Ancak bu durumda da yolcunun genel seyahat progra-
mına uyma zorunluluğu, molalarda ihtiyaca göre zaman darlığı gibi sıkıntı-
ları vardır.