N
AMAZ
225
Fakat en doğru ve yaygın gruplama farz ve vâcip namazların dışındaki
namazları, genel olarak nâfile başlığı altında ele alıp bunları kendi içinde
kısımlara ayıran gruplamadır. Nâfile kelimesinin, farz ve vâciplerin dışında
fazladan yapılan işler anlamına gelmesi ve yaygın olarak mendup, müste-
hap ve tatavvu olarak da adlandırılması bu gruplamanın daha tutarlı oldu-
ğunu göstermektedir. Buna göre nâfile namaz ifadesi, bir vakti bulunan
sünnetleri
(müekked sünnet ve müstehap sünnet)
ve vakte bağlı olmayan
tatavvu namazları içine alır. Birincisi,
sünen-i revâtib
, ikincisi
regaib
türleri
olarak adlandırılır. Revâtib, belli bir düzen ve tertip içinde, beş vakit
farz namazlarla birlikte ve belli bir devamlılık içinde kılındığı için revâtib
adını almıştır. Bu açıdan revâtib sünnetler, düzenli olarak kılınan sünnetler
demektir. Bunlar, Hz. Peygamber'in sünnetine uyularak vakit namazların-
dan önce veya sonra yahut kimisinde hem önce hem sonra kılınan namaz-
lardır. Peygamberimiz’in devam edip etmemesine göre bunların bazıları
sünnet-i müekkede, bazıları sünnet-i gayr-i müekkede olarak nitelendirilir.
Hanefî literatürde, sünnet-i müekkede olan namazlar kısaca "sünnet", gayr-i
müekked olanlar ise "müstehap" veya "mendup" diye adlandırılmıştır. Rama-
zan ayında yatsı namazından sonra kılınan teravih namazı da, sünnet-i
müekkede türünden bir namazdır.
Revâtib sünnetler dışındaki nâfile namazlar ise regaib adını alır. Bunlar,
Hz. Peygamber'in uygulamalarına dayanılarak belirli zamanlarda veya bazı
vesilelerle kılınan ya da kişinin kendi isteğiyle herhangi bir zamanda Allah'a
yakınlaşmak ve sevap kazanmak amacıyla kıldığı namazlardır. Bunlar gö-
nüllü olarak kendiliğinden kılındığı için "gönüllü
(tatavvu)
namazlar veya
arzuya bağlı namazlar" olarak da adlandırılır. Teheccüd namazı, kuşluk
(duhâ)
namazı, istihâre namazı, yağmur duası, husûf namazı, küsûf nama-
zı, tahiyyetü'l-mescid, tövbe namazı, evvâbîn namazı, tesbih namazı, ihra-
ma giriş namazı, yolculuğa çıkış ve yolculuktan dönüş namazı, hâcet nama-
zı, abdest ve gusülden sonra namaz regaib türünden nâfile namazlardır.
İslâm kültüründe sünnet namazlar, özellikle vakit namazlarının önce-
sinde-sonrasında kılınan sünnet namazlar, farz namazlara hazırlayıcı ve
onları koruyucu ibadetler olarak değerlendirilmiş, ayrıca Hz. Peygamber'e
bağlı olmanın da bir göstergesi kabul edilmiştir. Bunun için de, bu namazla-
rın mümkün oldukça kılınması tavsiye edilmiş ve terkedilmesi kötü bir dav-
ranış sayılmıştır. Bununla birlikte, sonuçta farz veya vâcip olmayıp sünnet
olduğu için de çeşitli nedenlerle terkedilmesine müsaade ve müsamaha
edilmiştir.