224
İ
LMİHAL
Farz-ı kifâye olan namaz ise, bir müslüman öldüğünde başta yakınları,
komşuları ve tanıyanları olmak üzere müslümanlarca kılınması gereken
cenaze namazıdır. Bu namazı birileri kılınca öteki müslümanlar cenaze na-
mazı kılmadıkları için sorumlu olmazlar. Sevap ve fazileti ise namazı kılan-
lar elde etmiş olurlar.
B) VÂCİP NAMAZLAR
Vâcip namazlar, vâcip oluşu kulun fiiline bağlı olmayan
(li-aynihî vâcip)
ve vâcip oluşu kulun fiiline bağlı olan vâcip
(li-gayrihî vâcip)
olmak üzere iki
kısımdır. Yatsı namazından sonra kılınan üç rek‘atlık vitir namazı ile rama-
zan ve kurban bayramı namazları birinci grupta yer alır. Tilâvet secdesi de,
her ne kadar namaz olmayıp bir secdeden ibaret olsa da, bu gruba sokul-
maktadır. Ayrıca çoğunluk tarafından sünnet kabul edilmekle birlikte, bazı
Hanefîler'in vâcip saydıkları küsûf namazı da
(güneş tutulduğunda kılınan
namaz)
bu gruba girer.
İkinci grupta ise nezir namazı, sehiv secdesi ve ifsat edilen nâfile nama-
zın kazâsı yer alır. Nezir namazı, esasen gerekli ve görev olmamakla bir-
likte, kişi bir vesileyle namaz kılmayı adadığı zaman kendi iradesiyle ken-
dini yükümlü kılmış olur; artık bu yükümlülüğü yerine getirmesi gerekir.
C) NÂFİLE NAMAZLAR
Farz veya vâcip olan namazların dışındaki namazlara nâfile namazlar de-
nir ve farz namazların öncesinde veya sonrasında kılınan sünnet namazlar
nâfile namaz kapsamında yer alır. Nâfile namazları, sünnet namazların dışında
ayrı bir kategori olarak ele alan bilginler de bulunmaktadır. Buna göre na-
mazlar; a) farz namazlar, b) vâcip namazlar, c) sünnet namazlar, d) nâfile
namazlar olmak üzere dört çeşit olmaktadır. Sünnet namazlar, vakit namazları
yanında düzenli olarak kılınan sünnetleri
(revâtib)
ifade etmekte, nâfile na-
mazlar ise düzenli olmayarak çeşitli vesilelerle Allah'a yakınlaşmak ve sevap
kazanmak maksadıyla ayrıca kılınan namazları
(regaib)
ifade etmektedir.
Sünnet, Hz. Peygamber'in yaptığı ve bir bağlayıcılık ve gereklilik olmaksı-
zın yapılmasını istediği ve teşvik ettiği şeylerdir. Bu anlamda sünnet, hem Hz.
Peygamber'in devamlı olarak yaptığı, nâdiren terkettiği şeyleri yani
Hanefîler'in ıstılahındaki sünneti hem de devamlı olarak yapmayıp, yapılma-
sına teşvikte bulunduğu şeyleri
(mendup, müstehap)
içine almaktadır. Buna
göre meselâ sabah namazının farzından önce iki rek‘at namaz kılmak sünnet,
ikindi ve yatsıdan önce kılınan dört rek‘at ise müstehap sayılmaktadır.