Background Image
Table of Contents Table of Contents
Previous Page  32 / 166 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 32 / 166 Next Page
Page Background

246

İ

LMİHAL

4. Şeddeli harfi şeddesiz veya şeddesiz harfi şeddeli, uzun okunacak

yerde kısa veya kısa okunacak yerde uzun, idgam yapılacak yerde idgamsız

veya idgam yapılmayacak yerde idgam yaparak okumakla namaz bozul-

maz. Meselâ "iyyâke na‘büdü" diyecek yerde "iyâke na‘büdü" demekle

namaz bozulmaz.

5. Kelimenin bir parçası kesilse, meselâ "el-hamdü…" diyecekken,

unutmak veya nefesi yetmemek veya nefesi bir sebeple tıkanmaktan dolayı,

"el…" deyip, durduktan sonra "el-hamdü…" denilse veya okunacak kelime

hatıra gelmeyip başka bir kelimeye geçilse çoğunluğa göre namaz bozulmaz.

Çünkü bu durumlarda zaruret ve kaçınılması mümkün olmayan bir durum

(umûm-ı belvâ)

vardır.

6. Eğer âyete bir harf ilâve edilse, mâna değişmiyorsa namaz bozulmaz.

Buna mukabil, "Allahüekber" ifadesinin başına bir "e" harfi eklenecek olsa,

anlam bütünüyle değişeceği ve inanç noktasından riskli bir anlam çıkacağı

için namaz bozulur. Çünkü "Allahüekber" sözünün anlamı, "Allah en bü-

yüktür" şeklinde olup başına "e" harfi eklendiği zaman "Allah en büyük mü-

dür?" şekline dönüşmektedir.

7. Anlam bozulmadığı takdirde kelimelerin yerinin değişmesiyle namaz bo-

zulmaz. Meselâ "fîhâ zefîrun ve şehîkun" yerine "fîhâ şehîkun ve zefîrun" okun-

masıyla namaz bozulmaz. Fakat anlam değişirse namaz bozulur.

8. Bir kimse namazda fâhiş hata ile okuduktan sonra, dönüp yeniden

düzgün şekilde okursa namazı câiz olur.

9. Kıraat esnasında az veya çok miktarda âyet atlamakla namaz bozulmaz.

Şâfiî ve Hanbelîler'e göre Fâtiha dışındaki okuyuşlarda kasıtlı olmamak

şartıyla meydana gelen hata sebebiyle namaz bozulmaz. Bu bakımdan,

özellikle Fâtiha'yı hatasız öğrenmeye, doğru ezberleyip doğru okumaya

çalışmak iyi olur.

4. Rükû

Rükû sözlükte "eğilmek" anlamına gelir. Namazın ana unsurlarından

olan rükû, eller dizlere erecek şekilde öne doğru eğilmek demektir. Hz. Pey-

gamber'in uygulamasına en uygun rükû şekli, sırt ve baş düz bir satıh

oluşturacak biçimde eğilmektir. Tarif edilen bu rükû duruşunda bir müddet

beklemek

(tuma'nîne)

ve yine rükûdan doğrulup, secdeye varmadan önce

uzuvları sakin oluncaya değin bir süre kıyam vaziyetinde beklemek

(kavme)

ta‘dîl-i erkânın birer parçası olduğundan, Ebû Yûsuf'a ve Hanefî mezhebi