

N
AMAZ
241
2. Kıyam
Kıyam "doğrulmak, dikelmek, ayakta durmak" demektir. Namazı oluş-
turan ana unsurlardan biri olarak kıyam, iftitah tekbiri ve her rek‘atta
Kur'an'dan okunması gerekli asgari miktarı okuyacak kadar bir süre ayakta
durmak anlamına gelir.
Farz ve vâcip namazlarda ve Hanefî mezhebinde benimsenen görüşe
göre sabah namazının sünnetinde kıyam bir rükündür. Gücü yeten kişi bu
rüknü yerine getirmeden, meselâ oturarak farz veya vâcip bir namaz kılarsa
namazı geçerli olmaz. Yine bir kimse, çekiliverse düşeceği bir tarzda, duvara
veya bastona yaslanarak namaz kılacak olursa, namazı geçersiz olur. Nâfile
namazlarda ise kişi, ayakta durmaya gücü yettiği halde oturarak da namaz
kılabilir.
Hasta veya ayakta durmaya gücü yetmeyen kişiden kıyam vecîbesi düşer.
Bu kişi oturmaya güç yetiriyorsa, namazı oturarak kılar. Bu durumda oturma,
o kişi için hükmen kıyam yerine geçer. Oturmaya da gücü yetmiyorsa nasıl
kılabiliyorsa öyle, uzanarak veya ima ederek kılar.
3. Kıraat
Sözlükte "okumak" anlamına gelen kıraat, "Kur'an okumak" demektir.
Namazda bir miktar Kur'an okumak gerekir. Namazda Kur'an, kıyam ha-
linde iken yani ayakta dururken okunur. Namazda okunması gereken asgari
miktar, kısa üç âyet veya buna denk bir uzun âyettir. Namazın asıl iskeletini
oluşturan ve biçimini veren kıyam, rükû ve secde gibi rükünlere nisbetle
kıraat, namazın zâit rüknü olarak kabul edilir. Bu yüzden, kıyam, rükû,
secde ve son oturuş, gerek cemaatle namaz kılarken gerekse tek başına
namaz kılarken terkedilmediği halde, kıraat, imama uyan kişiden düşer.
Kıraat nâfile namazların, vitir namazının ve iki rek‘atlı namazların bütün
rek‘atlarında, dört veya üç rek‘atlı farz namazların ise herhangi iki rek‘atında
olması farzdır. Kıraatin ilk iki rek‘atta olması ise vâciptir. İkinci rek‘attan sonraki
rek‘at veya rek‘atlarda Fâtiha sûresini okumak Hanefî imamlardan yapılan bir
rivayete göre vâcip, diğer bir rivayete göre ise sünnettir.
Hanefîler'in farz namazların ilk iki rek‘atı dışında Fâtiha sûresinin
okunmasını sünnet kabul etmeleri, farz namazları iki rek‘at esası üzerine
değerlendirmelerinin bir sonucudur. Seferde dört rekatlı namazların kısaltılıp
iki rek‘at olarak kılınması gerektiğindeki ısrarlarının da bu noktayla ilgisi
vardır.