

234
İ
LMİHAL
Kazâ, sadece beş vakit farz namaz ve bir de vitir namazı için söz konu-
sudur. Cuma ve bayram namazları ve sünnet namazlar kazâ edilemez.
aa) Beş Vakit Namazın Vakitleri
1. Sabah Namazının Vakti
. Fecr-i sâdık da denilen ikinci fecrin doğ-
masından güneşin doğmasına, daha doğrusu güneşin doğmasından az ön-
ceye kadar olan süre sabah namazının vaktidir. Fecr-i sâdık, sabaha karşı
doğu ufkunda tan yeri boyunca genişleyerek yayılan bir aydınlıktır. Bu
ikinci fecre fıkıh literatüründe "enlemesine beyazlık" anlamında "beyâz-ı
müsta‘razî" denilir. Bu andan itibaren yatsı namazının vakti çıkmış, sabah
namazının vakti girmiş olur. Bu vakit aynı zamanda, sahurun sona erip
orucun başlaması
(imsak)
vaktidir.
Fecr-i kâzib de denilen birinci fecir ise, sabaha karşı doğuda tan yerinde
ufuktan göğe doğru dikey olarak yükselen, piramit şeklinde, akçıl ve donuk
bir beyazlıktır. Fıkıh literatüründe buna uzayıp giden beyazlık anlamında
"beyâz-ı müstetîl" de denilir. Bu geçici beyazlıktan sonra, yine kısa bir süre
karanlık basar ve bunun ardından da ufukta yatay olarak boydan boya
uzanan, giderek genişleyip yayılan fecr-i sâdık aydınlığı başlar.
Sabah namazının ortalık aydınlandıktan sonra kılınması
(isfâr)
müstehaptır. Bu aydınlığın ölçüsü, atılan okun düştüğü yerin görülebileceği
ölçüde bir aydınlıktır. Bununla birlikte, kılınan namazın fâsid olup yeniden
kılınmasının gerekebileceği ihtimaline binaen, güneşin doğuşundan önce
namazı yeniden kılabilecek bir sürenin bırakılması gerekir. Sadece kurban
bayramının ilk günü Müzdelife'de bulunan hacıların o günün sabah nama-
zını, ikinci fecir doğar doğmaz, ortalık henüz karanlıkça iken
(taglîs)
kılma-
ları daha faziletlidir. Diğer üç mezhebe göre ise, sabah namazını her zaman
bu şekilde erken kılmak daha faziletlidir
(fecir hakkında bk.
Tecrîd-i Sarih
Tercümesi
, II, 586-588)
.
2. Öğle Namazının Vakti
. Öğle namazının vakti, İmâm-ı Âzam Ebû
Hanîfe'ye göre, zeval vaktinden yani güneşin tepe noktasını geçip batıya
doğru kaymasından itibaren başlar ve güneş tam tepedeyken eşyanın yere
düşen gölge uzunluğu
(fey-i zevâl)
hariç, her şeyin gölgesi kendisinin iki
misline ulaşacağı zamana kadar devam eder. Bu zamana "asr-ı sânî" denir.
Ebû Yûsuf, Muhammed ve diğer üç mezhep imamına göre ise, öğle namazı-
nın vakti zeval vaktinden, her şeyin gölgesi, fey-i zevâl hariç, kendisinin bir
misline ulaştığı ana kadardır. Her şeyin gölgesi, fey-i zevâl hariç, kendisinin
bir misline çıktığı zaman, öğle namazının vakti çıkmış, ikindi namazının