

N
AMAZ
233
Binek Üzerinde Kıbleye Yönelme
Normal durumlarda binek üzerinde nâfile namaz kılmak câiz ise de, farz
namaz kılınmaz. Ancak zaruret durumlarında binek üzerinde namaz kılmak
câiz görülmüştür. Hayvan üzerinde, otomobil veya otobüste namaz kılındığı
takdirde namazın rükünlerinden olan kıyam ve çoğu kere istikbâl-i kıble
yerine getirilemez. Fakat yerin çamur olması, namaz kılacak uygun bir yer
bulunmaması gibi durumlarda, hayvanı veya otomobili durdurup, hayvanın
veya taşıtın üzerinde kıbleye yüz tutarak namaz kılınabilir.
Hanefî mezhebinde iki namazın birlikte kılınması
(cem‘)
, hac mevsiminde,
Arafat ve Müzdelife dışında kabul edilmediği için, yağmur, çamur ve yolculuk
gibi sebeplerle iki namazı birlikte kılmak söz konusu edilmemiştir. Ancak diğer
mezhepler, sayılan mazeretlere binaen iki namazın birlikte kılınabileceğini
kabul ettikleri için, uygun yer bulma ihtimali olan durumlarda, namazı binek
üzerinde kılmayıp uygun vakit ve mekânda iki namaz birlikte kılınabilir.
Gemide namaz kılan kimse mümkünse kıbleye doğru döner; gemi yön
değiştirdikçe kendisinin de kıble tarafına dönmesi gerekir.
5. Vakit
Namaz günün belli zaman dilimlerinde yerine getirilmesi gereken bir farzdır.
Bu itibarla farz namazlar için vakit şarttır. Yine her bir farz namaza bağlı sünnet
namazlar, vitir, teravih ve bayram namazları için de vakit şarttır. Bir farz namaz,
vaktinin girmesinden önce eda edilemeyeceği gibi, vaktinin çıkmasından sonra
da eda edilemez. Bir farz namazın vakti içinde kılınması
edâ
, vaktinin çıkmasın-
dan sonra kılınması da
kazâ
olarak adlandırılır. Bir namazın özürsüz olarak
vaktinde kılınmaması ve ileriki bir vakitte kazâ edilmek üzere ertelenmesi doğru
değildir ve günahtır. İlgili hadisten hareketle, unutma ve uyuma gibi mazeretler
nedeniyle vaktinde kılınamamış olan namazın daha sonra kılınması gerekir.
İhmal ederek, gevşeklik göstererek namazın vakti içerisinde kılınmaması günah
olduğu için kimi bilginler, bu şekilde mazeretsiz olarak vakti içerisinde kılınma-
mış olan namazların kazâ edilemeyeceğini, günahından kurtulmak için tövbe
etmek gerektiğini ileri sürmüşlerdir. Bu bilginler, aynı şekilde uyuma ve unutma
mazereti sebebiyle vaktinde kılınamamış bir namazın hatırlanıldığında eda niye-
tiyle kılınacağını belirtmişlerdir. Esasen niyet ederken hangi farz namazın kılındı-
ğının belirlenmesi
(tayin)
şart olmakla birlikte, eda veya kazâ şeklinde bir belir-
leme yapmak gerekli değildir. Çünkü kazâya kalmış bir namaz, eda niyetiyle kazâ
edilebileceği gibi, henüz vakti çıkmamış bir namaz da kazâ niyetiyle eda edilebilir.