

368
İ
LMİHAL
müddet mezarı başında bekler ve cemaate şöyle derdi:
Kardeşiniz için
yüce Allah'tan mağfiret isteyiniz ve kendisine sükûnet vermesini
dileyiniz. O şimdi sorguya çekilmektedir
(Ebû Dâvud, “Cenâiz”, 67-69)
.
Telkin.
Cenaze kabre konduktan ve başında Kur'an okuma da tamam-
landıktan sonra, kalabalığın orayı terkedip geride kalan bir kimsenin kabrin
başında yüksek sesle ve ölüye hitaben iman esaslarını hatırlatması işleminin
adıdır. Peygamberimiz’in
"Ölülerinize ‘lâ ilâhe illallah’ telkin ediniz"
(Müslim,
“Cenâiz”, 1)
sözündeki "ölüleriniz" kelimesi, âlimlerin çoğunluğu tarafından,
"ölmek üzere olanlarınız" şeklinde anlaşılmış ve bunlar telkinin sadece ölüm
döşeğindeki hasta için olduğunu, definden sonraki telkinin meşrû olmadığını
söylemişlerdir. Bazı Hanefî âlimleri ise bu konuda açık bir hüküm bulunma-
dığını, yani ölü defnedildikten sonra telkin vermenin tavsiye edilmediği gibi
yasaklanmadığını ileri sürmüşlerdir. Mâlikîler'e göre de telkin, ölüm döşe-
ğinde iken verilir; gömüldükten sonra telkin vermek ise mekruhtur.
Hanefî mezhebinde mükelleflik yaşına girdikten sonra ölen kimsenin
mezarı başında telkin verilmesi meşrû görülmüştür. "Telkin yapılmaz", "Ne
yapın denir, ne de yapmayın" diyen Hanefî fıkıhçılar da vardır. Şâfiî mezhe-
bine ve bir kısım Hanbelî fıkıhçılara göre de, telkin yapılması müstehaptır.
Telkin şöyle yapılır: Cenaze defnedildikten sonra iyi hal sahibi bir kimse
ölünün yüzüne karşı durur ve ona ismiyle hitaben "Ey falan!" diye üç kez
seslenir ve sonra şöyle der:
"Üzkür mâ künte aleyhi min şehâdeti en lâ ilâhe illallah…"
"Ey falan! Hayatta iken üzerinde olduğun, benimsediğin şu hususları
unutmayasın: Allah'tan başka Tanrı yoktur ve Muhammed O'nun elçisidir.
Cennet ve cehennem gerçektir, yeniden diriliş vardır, kıyamet saati kuşkusuz
gelecektir. Allah kabirde yatanları yeniden diriltecektir. Yine unutma ki, sen
Rab olarak Allah'ı, din olarak İslâm'ı, peygamber olarak Muhammed'i, imam
olarak Kur'an'ı, kıble olarak Kâbe'yi ve kardeş olarak müminleri seçmiş ve
bununla mutlu olmuştun. Rabbim olan Allah'tan başka Tanrı yoktur, ben ona
dayandım, büyük arşın Rabbi de O'dur."
Bundan sonra üç kere,
Yâ abdellâh, kul lâ ilâhe illallâh
(Ey Allah'ın
kulu, lâ ilâhe illallah de) denilmesi ve bunun ardından üç kere
Rabbim Al-
lah, dinim İslâm, peygamberim Muhammed'dir. Ey Rabbim, sen onu
tek başına bırakma, vârislerin en hayırlısı sensin
denilmesi âdet ol-
muştur. Umulur ki bu telkinler ölüye yarar sağlar, orada bulunanlara ikaz
olur.