

N
AMAZ
321
çıkarıp ters çevirerek giydiği ve kıbleye dönüp ellerini omuz hizasına kadar
kaldırarak dua ettiği belirtilmiştir
(Müslim, “İstisk
a
”, 1)
.
Yağmur duası, sulamak ve bol yağmur almak için başka tedbirler al-
maya engel değildir; müminler hem tabii ve teknik tedbirleri alır, hem de her
şey iradesine bağlı bulunan Rablerine dua ederler.
l) Küsûf ve Hüsûf Namazları
(Güneş ve Ay Tutulması Esnasında Namaz)
Güneş tutulmasına küsûf, ay tutulmasına hüsûf denir. Peygamberimiz
oğlu İbrâhim'in öldüğü gün güneş tutulması üzerine şöyle demiştir:
"Ay ve
güneş Allah'ın varlığını ve kudretini gösteren alâmetlerdir. Bunlar hiç kim-
senin ölümünden veya yaşamasından/doğmasından dolayı tutulmazlar. Ay
veya güneş tutulmasını gördüğünüz zaman, açılıncaya kadar namaz kılın,
dua edin"
(Buhârî, “Küsûf”, 1, 15)
.
Güneş tutulduğu zaman, ezansız ve k
a
metsiz olarak, en az iki rek‘at ol-
mak üzere toplu olarak namaz kılınır. İmam her rek‘atta normal namazlara
göre daha uzun ve açýktan kıraatte bulunur. Namazdan sonra imam kıbleye
karşı ayakta veya cemaate dönük şekilde oturarak dua eder. Cemaatle kılın-
madığı durumlarda bu namaz tek başına da kılınabilir.
Küsûf namazının sünnet olduğu ve cemaatle kılınmasının daha faziletli
sayıldığı konusunda müctehidler arasında görüş birliği bulunmakla birlikte,
hüsûf namazının sünnet olup olmadığı ve cemaatle kılınıp kılınmayacağı
tartışmalıdır.
Ebû Hanîfe ve Mâlik, ay tutulması güneş tutulmasından daha fazla ol-
duğu halde Peygamberimiz’in bu sebeple namaz kılmadığını öne sürerek,
hüsûf namazının sünnet olmadığını söylemişlerdir. Ancak böyle bir du-
rumda tek başına iki rek‘at namaz kılınabilir, müstehaptır. Şâfiî ve Ahmed b.
Hanbel'e göre ise hüsûf namazı da küsûf namazı gibi sünnettir, cemaatle
kılınır.
Şiddetli rüzgâr, aşırı yağmur, aşırı soğuk ve benzeri durumlarda, bunların
can ve mal kaybına yol açabilecek doğal âfete dönüşmemesi için dua etmek ve
bu anlamda iki rek‘at namaz kılmak güzel (müstehap) bulunmuştur. Nitekim
Peygamberimiz şiddetli bir rüzgâr estiğinde şöyle dua etmiştir:
"Allahım! Senden rüzgârın en hayırlısını, rüzgârla gönderdiklerinin en
hayırlısını isterim. bu rüzgârın kötülüğünden, bu rüzgârdakilerin kötülü-
ğünden ve rüzgârla gönderdiğin şeylerin kötülüğünden sana sığınırım"
(Tirmizî, “Da‘avât”, 48, 88; Müslim, “İstisk
a
”, 15)
.