N
AMAZ
323
kânına göre durarak veya oturarak veya yatarak ima
(başıyla, hatta bazı
müctehidlere göre gözüyle işaret)
eder. Tabiatiyla aslolan şekillerin korunması
değil, özün yani Allah'la kurulan ilâhî bağlantının sürdürülmesi olduğun-
dan, olağan dışı durumlarda kişi, her zaman olması gerektiği gibi, namazı
kurtulunmak istenen bir yük, üzerinden atılması gereken bir borç haline
getirmeden, kendi durumuna uygun bir şekilde yerine getirmeye çalışmalı-
dır.
Hasta bir şekilde farz namazı kılmaya güç yetirememişse, aklı başında
olduğu sürece geçirdiği namazları beşten çok değilse, sağlığına kavuştuğu
zaman kazâ eder. Sağlığına kavuşamaz ise bu durumda kimi âlimlere göre
ıskat etmeleri için vârislerine vasiyet eder. Aklı başında değilse yahut kaçır-
dığı namazları beşten fazla ise sıhhatine kavuştuğu zaman onları kazâ et-
mesi gerekmez
(Isk
a
t-ı salât ve devir konusu için bk. Cenaze bölümü).
B) YOLCU NAMAZI
a) Seferîliğin Mahiyeti
Kişinin herhangi bir nedenle ik
a
met ettiği yerden kalkıp başka bir yere
gitmesi veya gitmek için yola koyulması, Arapça'da sefer veya müsaferet
olarak adlandırılmakta olup, bu şekilde yola çıkmış kişiye de seferî veya
müsafir denilir. Seferînin mukabili mukimdir ve mukim bir yerde yerleşik
bulunan, yolcu olmayan kişi anlamındadır. Türkçemiz’de seferîlik veya
müsaferet yerine, çoğunlukla yolculuk tabiri kullanılmaktadır. Fıkıh ve ilmi-
hal kitaplarında seferîlik veya yolculuk sözlük anlamına yakın olmakla bir-
likte, ondan farklı olarak, belirli bir mesafeye gitmek anlamındadır. Yolcu
olan kişiyi ilgilendiren bazı özel ruhsat hükümleri bulunduğu için seferin
tanımının ve mahiyetinin iyi belirlenmesi gerekir.
Önceki fakihler yolcu olmanın tanımında iki farklı kriteri göz önünde
bulundurmuş; kimi gidilecek mesafeyi, kimi de bu mesafe katedilirken har-
canan zamanı ölçü almıştır. Her iki kriter de yaya yürüyüşü veya kafile
içerisindeki deve yürüyüşüne göre hesaplanmıştır. Hanefîler'in çoğunluğu-
nun kabulüne göre yolculuk, orta bir yürüyüşle üç günlük bir mesafeden
ibarettir. Buna "üç konak" veya "üç merhale" de denir. Bir kişinin günde
ancak altı saat yolculuk yapabileceği kabul edilince üç günlük yolculuk on
sekiz saatlik bir zamana tekabül etmiş olmakta ve buna göre karada böyle
bir yürüyüş ile, denizde ise mutedil bir havada yelkenli bir gemi ile on sekiz
saat sürecek bir mesafe "sefer süresi" sayılmıştır. Seferîlik belirlenirken yolun