Background Image
Table of Contents Table of Contents
Previous Page  63 / 166 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 63 / 166 Next Page
Page Background

N

AMAZ

277

oluşturabilecekleri söylenmiş ise de, bu izin mazeret sahiplerinin cemaatle

namazın faziletinden mahrum kalmamaları için olup aslolan büyük çoğun-

lukla birlikte cemaat namazını kılmaktır ve asıl cemaat budur.

f) Cemaatle Namaz Kılmanın Âdâbı

Camiye giderken vakarlı olunması gerekir. Hem gösteriş izlenimi ver-

memek için hem de vakarın bir gereği olarak koşmadan normal bir şekilde

yürünmesi uygun olur. Pek hoş olmamakla birlikte acele yürünebilir. En

iyisi, cemaate katılmanın hazırlığını daha önceden yapmak ve ona göre

davranmaktır. Müezzin k

a

met getirmeye başladığı veya namaza durulduğu

sırada camiye gelen kişi, vaktin sünneti de olsa hiçbir nâfile namaz kılma-

dan hemen cemaate katılmalıdır. Bunun istisnası sadece sabah namazının

sünnetidir. İmam selâm vermeden cemaate yetişebileceğini tahmin eden

kişinin, sabah namazının sünnetini kılıp sonra imama uyması uygundur.

Öğle veya cuma namazının sünnetine başladıktan sonra cemaatin farza

durması veya hatibin minbere çıkması halinde iki rek‘at tamamlanınca se-

lâm verilir. Mâlikî, Şâfiî ve Hanbelîler cemaatle kılınan farzın kaçırılmasın-

dan endişe edildiği takdirde nâfile namazın hemen kesilebileceğini söyle-

mişlerdir. Hanefîler'e göre yalnızca bir rek‘at kaçıracağını tahmin eden kimse

namazı kesmeyip iki rek‘at kılarak selâm verir; üçüncü rek‘ata başlamış olan

kimse de aynı şartla dört rek‘atı tamamlar.

Dört rek‘atlı bir farz namazı tek başına kılmakta olan kimse, cemaatle

namaz için k

a

met getirildiğinde henüz bir rek‘atı tamamlamamışsa hemen

namazını keserek cemaate katılmalıdır; birinci rek‘atın secdesini yapmışsa,

bu takdirde ikinci rek‘atı tamamladıktan sonra selâm vermek suretiyle na-

mazını keserek cemaate katılır.

B) İMAMLIK

Fıkıh literatüründe imamlık

(imâmet)

terimi, hem devlet başkanlığını

hem de namaz imamlığını ifade eder. Bu iki farklı konumu ayırmak için,

devlet başkanlığına büyük imâmet anlamında "imâmet-i kübrâ", namaz

imamlığına da küçük imâmet anlamında " imâmet-i suğrâ" denilmiştir. İlmi-

hal dilinde ise imâmet terimi namaz imamlığını ifade eder.