

N
AMAZ
257
Bunun yanında namazın vâciplerinden ve sünnetlerinden birini terket-
mek de mekruh sayılmaktadır.
Namazın vâciplerinden birini, meselâ Fâtiha sûresini okumayı kasten
yani bilerek ve isteyerek terketmek tahrîmen mekruhtur. Bir vâcibin
terkedilmesi sebebiyle tahrîmen mekruh olan bu namaz esas itibariyle sahih
yani geçerli olup kişiden namaz borcunu düşürür ise de iade edilmesi yani
yeniden kılınması vâciptir.
Namazın sünnetlerinden birini, meselâ Sübhâneke okumayı, rükû veya
secdelerdeki tesbihleri kasten terketmek mekruhtur. Namazın sünnetlerin-
den birini terketmek, genel olarak tenzîhen mekruh olmakla birlikte,
tenzîhen mekruh sayılan şeylerin bir kısmı tahrîmen mekruha yakındır.
Meselâ müekked bir sünneti terketmek, bir vâcibi terketmek derecesine ya-
kın bir mekruhluğu
(kerâhet)
ifade eder. Müstehap
(mendup)
olan bir şeyi
terketmek ise mekruh olmayıp daha iyi ve faziletli olanı terketmek
(terk-i
evlâ)
sayılır.
Namazda mekruh sayılan şeyler şunlardır:
1. Bir zararın giderilmesi veya namazın tamamlanması amacı olmaksı-
zın namaz dışı bir davranışta bulunmak. Meselâ alnın secde mahalline yer-
leşmesini engelleyen sarık vb. şeyleri çekmek namazın tamamlanması
amacı taşıdığından ve akrep gibi zararlı hayvanları öldürmek de bir zararın
giderilmesi amacı taşıdığından mekruh sayılmamıştır. Buna karşılık parmak
çıtlatmak, giysisinin kolunu kıvırmak, bunu gerektiren bir özür olmadığı
halde -peş peşe olmamak üzere- birkaç adım yürümek, sinek vb. haşeratla
meşgul olmak gibi davranışlar mekruhtur. Namaz dışı davranış amel-i kesîr
(bk. Namazı Bozan Şeyler)
boyutuna varırsa namaz bozulur.
2. Namaza ilişkin fiilleri özürsüz yere, namazın sünnet ve âdâbına uy-
maksızın yerine getirmek. Meselâ bir özrü olmaksızın duvar, direk, baston
vb. bir şeye hafifçe yaslanmak; daha dizleri yere koymadan elleri yere koy-
mak, secdeden kalkarken dizleri ellerden önce kaldırmak; oturuşlar esna-
sında bağdaş kurmak veya dizleri dikmek; kıyam esnasında elleri yana bı-
rakmak; erkekler için secde esnasında kolları tamamıyla yere yapıştırmak
böyledir.
3. Kıyam, rükû ve secde aralarındaki tekbir ve zikirleri kendi yerlerinden
sonraya bırakmak. Meselâ kıyamdan rükûa vardıktan sonra “Allahüekber”
demek, rükûdan doğrulduktan sonra “Semiallahu limen hamideh” demek