262
İ
LMİHAL
Tertip sahibi olan yani o zamana kadar namazı kazâya kalmamış bir
kimsenin, daha önce kılamadığı bir namazı
(fâite)
namaz esnasında hatırla-
ması.
Teyemmüm ile namaz kılmakta iken kullanılması mümkün suyu görmesi.
Özür sahibi olan/mazereti bulunan kişinin özrünün ortadan kalkması.
Mest üzerine meshetmiş olarak namaz kılarken, mesih süresinin dolması
durumunda namaz bozulur. Bu süre mukim için bir gün bir gece, yolcu için
üç gün üç gecedir. Yine, mesih yaptığı mesti ayağından çıkarması duru-
munda namaz bozulur. Çünkü üzerine meshettiği mest ayağından çıktığı
için abdestsiz konumuna düşmektedir.
Namaz kılanın önünden geçilmekle namazı fâsid olmaz; geçenin erkek
veya kadın olması arasında fark yoktur. Bu işi bilerek, farkında olarak ya-
pan kişi mükellef ise günahkâr olur. Mekruh olan geçiş, açık alan ve büyük
camiye göre namaz kılanın secde mahallinden; küçük mescidde ise karşısın-
dan geçmektir. Önünden geçilme ihtimali bulunan yerde namaz kılan kişile-
rin sütre edinmesi, yani bir sütunu veya baston, şapka ve şemsiye gibi şey-
leri siper edinmesi müstehaptır. Cemaatle namaz durumunda imamın süt-
resi, ona uyanlar için de sütre sayılır. Kâbe’yi tavaf etmek, namaz benzeri
bir ibadet sayıldığı için, orada namaz kılarken tavaf edenlere karşı sütre
edinmeye gerek yoktur.
13. Namaz kılarken herhangi bir sebeple abdest bozulursa namaz da bo-
zulmuş olur. Namaz kılarken bilerek abdest bozucu bir fiil işleyen kişinin
namazı bozulur. Ancak bu iş, namazın sonunda yapılmış ise, kişi kendi fiili
ile namazdan çıkmış sayılacağı için Hanefîler'e göre namaz bozulmaz. Bu-
run kanaması gibi bir özür durumunda Hanefîler'e göre, bu durumun üze-
rinden bir rükün eda edecek kadar süre geçmedikçe namaz bozulmaz. Kişi
dilerse, en kısa yoldan yeniden abdest alıp gelerek namazına kaldığı yerden
devam eder, isterse namazını yeni baştan kılar.
(İmama uymuş [muktedî] kişinin namazının hangi durumda bozulacağı
konusunda "Cemaatle Namaz" bahsine ve okuyuş hatalarının namaza
etkisi konusunda "Kıraat" bahsine bakınız.)
VII. NAMAZIN KILINIŞI
Namazın farz ve vâciplerine, sünnet ve âdâbına uygun şekilde kılınışına
ilmihal dilinde "sıfâtü's-salât" denilir. Namaz kılacak kişi abdestli ve kıbleye