352
İ
LMİHAL
Bir kimse gece namazını kazâya bıraksa, gündüz imam olarak kazâ eder-
ken sehven gizliden okusa, sehiv secdesi gerekir. Gündüz namazını kazâya
bırakıp geceleyin imam olarak kazâ etse ve sehven açıktan okusa yine sehiv
secdesi gerekir. Bir kimse geceleyin nâfile namaz kıldırmak üzere bir toplu-
luğa imam olsa ve sehven gizliden okusa, yahut gündüz nâfile namaz kıl-
dırmak üzere imam olup sehven açıktan okusa
(cehr)
sehiv secdesi gerekir.
Bunu kasten yaparsa isâet etmiş olur.
B) TİLÂVET SECDESİ
Tilâvet secdesi, Kur'ân-ı Kerîm'de on dört yerde geçen secde âyetlerin-
den birini okumak veya işitmek durumunda yapılan secdeye denir. Peygam-
berimiz’in, içinde secde âyeti bulunan bir sûre okuduğunda secde ettiği,
sahâbenin de onunla birlikte secde ettiği ve bazılarının alınlarını koyacak
yer bulamadıkları rivayeti yanında bu konuya ilişkin olarak Peygamberi-
miz’in şöyle buyurduğu rivayet olunmaktadır:
"Âdemoğlu secde âyetini okuyup secde edince, şeytan ağlar ve 'Vay be-
nim halime! Âdemoğlu secde etmekle emrolundu ve hemen secde etti; cen-
net onundur. Ben ise secde etmekle emrolundum, ama secde etmekten
kaçındım, bundan dolayı cehennem benimdir' diyerek oradan kaçar"
(Müs-
lim, “Îmân”, 35)
.
Secde âyetlerinin bir kısmında genel olarak müşriklerin yüce yaratıcının
karşısında boyun bükmekten ve secde etmekten kaçındıkları anlatılmakta,
bir kısmında ise müminler/muhataplar doğrudan secde etmekle emrolun-
maktadır. Secde âyetlerinin bu muhtevası göz önünde bulundurulursa, bu
âyetleri okuyan veya işiten kimsenin secde yapması, hem emre itaat etmek
hem de secde etmekten kaçınanlara tepki göstermek ve muhalefet etmek
anlamına gelmektedir. Bu bakımdan, tilâvet secdesiyle yükümlü olabilmek
için her şeyden önce, dinlenen âyetin secde âyeti olduğunun bilinmesi gere-
kir. Dinlediği âyetler arasında secde âyeti bulunduğunu bilmeyen kişinin
secde etmesi gerekmez. Meselâ teyp, radyo ve televizyonda okunan Kur'an'ı
dinlerken secde âyeti geçse ve dinleyen kişi bunun secde âyeti olduğunu
bilmiyorsa onun secde etmesini beklemek doğru olmaz. Fakat okunan
Kur'an'ın meâli veriliyorsa ve dinleyen kişi üslûptan veya lafızdan secde
etmenin uygun olacağını çıkarıyorsa secde etmesi gerekir. Çünkü, ya bütün
mahlûkatın Allah'ı tesbih ve tâzim ettiği, iyi kullarının Allah'a secde ettikleri
anlatılıyordur, ya da müşriklerin secde etmekten kaçındıkları söz konusu