

314
İ
LMİHAL
bir şekilde kılınmasının uygun olacağını düşünmüş ve ertesi gün Übey b.
Kâ‘b'ı teravih imamı tayin etmiştir. Ömer insanların bu şekilde derli toplu ve
düzenli olarak teravih namazı kılmalarını da "Bu ne de güzel bir yeniliktir!"
diye nitelemiştir. Yenilik diye tercüme ettiğimiz bid‘at kelimesi, Hz. Peygam-
ber zamanında olmayıp, ondan sonra ortaya çıkan anlayış ve uygulamalar
için kullanılmaktadır. Teravih namazı, Hz. Peygamber tarafından birkaç kez
cemaatle kılındığına göre, Hz. Ömer'in "Bu ne güzel bir yeniliktir" sözü, te-
ravih namazı kılmanın bir yenilik olduğunu göstermez. O halde Hz. Ömer
bu sözle ya teravihin düzenli olarak cemaatle kılınmasını, ya Hz. Peygam-
ber'in kıldığı sayıya ziyade yapılmış olmasını, yani sekizden yirmiye çıka-
rılmış olmasını, ya da her ikisini birlikte kastetmiş olacaktır.
Öte yandan, sahâbe zamanında teravih namazının yirmi rek‘at kılındığı ko-
nusunda icma bulunduğu ileri sürülmektedir. Mâlik,
Muvatta
adlı eserinde Hz.
Ömer'in, Übey b. Kâ‘b ile Temîm ed-Dârî'yi ramazanda cemaate 11 rek‘at namaz
kıldırmak üzere teravih imamı tayin ettiğini, imamın her rek‘atta yaklaşık 100
âyet okuduğunu, kıyamın uzaması sebebiyle bir kısım cemaatin bastona dayan-
mak ihtiyacını hissettiğini ve fecrin doğmasına yakın bir zamanda evlere dağıl-
dıklarını kaydetmiştir. Kimi bilginler teravih namazının 11 rek‘at kılındığı riva-
yetinin yanlış olduğunu ileri sürerken, kimileri 11 rek‘at kılma uygulamasının
teravihin cemaatle kılınmaya başladığı ilk günlere ait olduğu, sonraları teravih
namazının 20 olarak yerleştiği yorumunda bulunmuşlardır. Bu yorum, Hz. Pey-
gamber'in 11 rek‘at dışında gece namazı kılmadığı rivayetiyle uyumludur.
Bu rivayetlerden anlaşıldığına göre teravih namazı sekiz rek‘at olarak
kıldırılıyor, fakat her bir rek‘atta yaklaşık 100 âyet okunduğu için bu namaz
oldukça uzun sürüyordu. Maksat belli bir sayıda namaz kılmak değil, geceyi
ihya etmek olduğu için gitgide, her bir rek‘atta okunan âyet sayısı azaltılmış,
buna mukabil teravihin rek‘at sayısı artırılmıştır. Ömer'in uygulamasıyla bu
sayı 20 olarak yerleşmiş, Hz. Osman ve Hz. Ali zamanında ve daha sonra-
ları bu şekilde devam etmiştir. Gerek Sünnî gerek Şiî fıkıh mezhepleri içinde
teravih namazının 20 rek‘attan az olduğunu söyleyen bir mezhep yoktur.
Bu açıklamalara göre teravih namazının sekiz rek‘atının Hz. Peygam-
ber'in sünneti, geri kalan 12 rek‘atının ise, teravihin 20 rek‘at olduğuna dair
zayıf rivayet dikkate alınmayacak olursa, sahâbenin sünneti ve İslâm üm-
metinin ramazan ayını ihya gayesiyle yaşattığı geleneği olduğu ortaya çık-
maktadır. Bu durumu birbirinden ayırmak için bazı Hanefîler teravih nama-
zının ilk sekiz rek‘atının râtibe sünnet, geri kalan 12 rek‘atının ise müstehap
olduğunu söylemişlerdir.